Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, farklı iklim koşullarında sundukları gerçek menzil değerleri sürücüler için giderek daha önemli hale geliyor. Özellikle sert kış koşullarının yaşandığı bölgelerde, düşük sıcaklıkların batarya performansı üzerindeki etkisi elektrikli araç kullanıcılarının en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor. Yapılan kapsamlı saha testleri, eksi 25 derece gibi aşırı soğuk hava koşullarında elektrikli araçların menzilinde ciddi kayıplar yaşandığını ortaya koyuyor.
Soğuk hava batarya verimliliğini doğrudan etkiliyor
Elektrikli araç bataryaları, en verimli şekilde 20 ila 25 derece aralığında çalışacak şekilde tasarlanıyor. Hava sıcaklığı bu seviyenin altına düştüğünde, batarya hücreleri içindeki kimyasal reaksiyonlar yavaşlıyor. Bu durum, bataryanın hem enerji depolama hem de enerjiyi kullanma kapasitesini düşürüyor. Eksi 25 derece gibi ekstrem koşullarda ise bu etki çok daha belirgin hale geliyor ve araçların gerçek menzili, fabrika verilerinin oldukça altına inebiliyor.
Gerçek dünya testlerinde menzil yarıya kadar düşebiliyor
Soğuk iklim koşullarında gerçekleştirilen testler, birçok elektrikli aracın eksi 25 derecede ilan edilen menzilinin yalnızca yaklaşık %35 ila %55’ini sunabildiğini gösteriyor. Bu da bazı modellerde menzil kaybının neredeyse yarıya ulaştığı anlamına geliyor. Araçtan araca değişmekle birlikte, batarya kapasitesi, batarya yönetim sistemi ve ısı pompası gibi donanımlar bu kaybın oranını doğrudan etkiliyor.
Özellikle büyük bataryaya sahip ve gelişmiş termal yönetim sistemleri kullanan modeller, soğuk hava koşullarında nispeten daha iyi performans sergiliyor. Buna karşılık, batarya ısıtma sistemi sınırlı olan veya kabin ısıtması için daha fazla enerji tüketen araçlarda menzil düşüşü daha sert yaşanıyor.
Isıtma sistemleri menzil kaybını artırıyor
Soğuk havalarda yalnızca bataryanın verimi düşmekle kalmıyor, aynı zamanda aracın enerji tüketimi de artıyor. Kabin ısıtması, cam rezistansları, koltuk ve direksiyon ısıtmaları gibi sistemler doğrudan bataryadan enerji çekiyor. İçten yanmalı motorlu araçlarda motor ısısı ücretsiz bir avantaj sağlarken, elektrikli araçlarda bu ısının tamamen bataryadan üretilmesi gerekiyor. Bu durum, kısa mesafeli sürüşlerde menzil kaybını daha da belirgin hale getiriyor.
Sürüş alışkanlıkları da önemli rol oynuyor
Soğuk hava koşullarında sürüş tarzı da menzil üzerinde belirleyici oluyor. Yüksek hız, ani hızlanmalar ve kısa süreli sık dur-kalk kullanımı, bataryanın daha fazla zorlanmasına neden oluyor. Ayrıca araç uzun süre park halinde soğukta beklediğinde, batarya ideal çalışma sıcaklığının çok altına düşebiliyor ve ilk kilometrelerde tüketim ciddi şekilde artabiliyor.
Menzil kaybını azaltmak mümkün mü
Uzmanlar, kış aylarında elektrikli araç kullanıcılarının menzil kaybını azaltmak için bazı önlemler alabileceğini belirtiyor. Araç şarjdayken ön ısıtma yapılması, bataryanın ve kabinin sürüş öncesinde ideal sıcaklığa ulaşmasına yardımcı oluyor. Ayrıca hızın daha sabit tutulması, gereksiz ısıtma sistemlerinin kapatılması ve mümkün olduğunca uzun sürüşler tercih edilmesi, menzil verimliliğini artırabiliyor.
Elektrikli araçlarda kış gerçeği göz ardı edilmemeli
Eksi 25 derece gibi aşırı soğuk koşullar, elektrikli araçlar için en zorlayıcı senaryolar arasında yer alıyor. Bu sıcaklıklarda menzil kaybının ciddi boyutlara ulaşması, özellikle uzun yol planlaması yapan sürücüler için dikkate alınması gereken bir gerçek olarak öne çıkıyor. Elektrikli araçların soğuk havadaki performansı her geçen yıl gelişse de, kış koşullarında menzil planlamasının daha dikkatli yapılması hâlâ büyük önem taşıyor.
