Çin, denizcilik ve nükleer enerji teknolojilerini birleştirerek tarihte bir ilke imza attı. Ülke, toryum yakıtlı eriyik tuz reaktörüyle çalışan dünyanın en büyük kargo gemisini tanıttı. Bu devasa gemi, geleneksel yakıt tüketimine ihtiyaç duymadan, kendi enerjisini nükleer sistemle üretebilecek. Projenin 2034 yılında tamamen devreye girmesi planlanıyor. Bu adım, Çin’in yalnızca enerji bağımsızlığına değil, aynı zamanda sürdürülebilir taşımacılığa geçişinde de stratejik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Yeni geliştirilen gemi, yaklaşık 200 megavat termal güç üreten toryum bazlı bir eriyik tuz reaktörüne sahip olacak. Bu sistemden elde edilen enerji, süper kritik karbondioksit döngüsüyle elektrik enerjisine dönüştürülüyor ve geminin devasa sistemlerini besliyor. Yaklaşık 14.000 konteyner (TEU) taşıma kapasitesine sahip olan bu gemi, uzun menzilli seferlerde yakıt ikmali ihtiyacını ortadan kaldırarak hem ekonomik hem de çevresel açıdan çığır açacak bir yenilik sunuyor.
Toryum, uranyuma kıyasla daha güvenli, daha bol bulunan ve daha az radyoaktif atık üreten bir element olduğu için enerji verimliliğinde büyük avantaj sağlıyor. Çin, bu projeyle birlikte nükleer enerji alanında “daha temiz ve sürdürülebilir bir alternatif” üretmeyi hedefliyor. Ayrıca, toryum reaktörleri erime riskinin düşük olması nedeniyle güvenlik bakımından geleneksel nükleer sistemlerden daha üstün kabul ediliyor.
Bu teknolojinin deniz taşımacılığına entegrasyonu, yakıt maliyetlerini %70’e kadar azaltma potansiyeline sahip. Ayrıca karbon emisyonunu sıfıra yaklaştırarak uluslararası denizcilik sektörünün 2050 karbon nötr hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayabilir. Ancak uzmanlar, bu tür projelerde nükleer güvenlik protokollerinin titizlikle uygulanması gerektiğini, atık yönetimi ve uluslararası regülasyon süreçlerinin hâlâ en büyük soru işaretleri olduğunu vurguluyor.
Çin’in toryum reaktörleriyle yürüttüğü bu yenilikçi girişim, sadece bir gemi projesi olmanın ötesinde, küresel enerji sisteminin geleceğine dair güçlü bir mesaj niteliğinde. Eğer proje planlandığı gibi tamamlanırsa, Çin hem nükleer enerji teknolojisinde hem de deniz taşımacılığında “oyunun kurallarını değiştiren ülke” konumuna yükselebilir.
