ABD ile Çin arasında tırmanan ticaret gerilimi, teknoloji devlerinden en çok Apple’ı vurdu. Son günlerde hisselerinde yaşanan sert düşüş, şirketin piyasa değerinde milyarlarca dolarlık kayba yol açtı. Üretiminin büyük bölümünü Çin’de sürdüren Apple, uygulanan yüksek tarifelerin etkisini doğrudan hissetmeye başladı.
Hisseler üç günde yüzde 19 değer kaybetti
Apple’ın hisse senetleri, sadece üç işlem günü içinde yaklaşık yüzde 19 oranında değer kaybetti. Bu düşüş, şirketin piyasa değerinden yaklaşık 638 milyar doların silinmesine neden oldu. Yaşanan gerilemeyle birlikte Apple, en değerli teknoloji şirketi unvanını Microsoft’a kaptırarak ikinci sıraya geriledi.
Üretim maliyetleri yükseldi, fiyat baskısı arttı
Apple’ın Çin’e olan üretim bağımlılığı, ABD’nin uyguladığı yüzde 54’lük ek gümrük vergisi nedeniyle ciddi bir maliyet artışına yol açtı. Bu durum, sadece üretim maliyetlerini değil, nihai ürün fiyatlarını da etkilemeye başladı. Özellikle iPhone modellerinde ciddi fiyat artışları bekleniyor.
Finans kuruluşu UBS’nin analizlerine göre, üst segment iPhone modellerinin fiyatlarında 350 dolara kadar artış yaşanabilir. Bu da bazı modellerde yaklaşık yüzde 30’luk bir fiyat farkı anlamına geliyor. Barclays analisti Tim Long, Apple’ın ya bu fiyat artışını tüketiciye yansıtacağını ya da hisse başına kazancında yüzde 15’e kadar bir düşüşü göze almak zorunda kalacağını ifade ediyor.
Alternatif üretim bölgeleri gündemde
Apple’ın tedarik zincirine yönelik bu baskılar, şirketin üretim stratejilerini gözden geçirmesine neden oldu. Şirketin, özellikle Güneydoğu Asya’da alternatif üretim merkezleri aradığı ve Çin dışı çözümleri hızlandırmak istediği belirtiliyor. Bu strateji, uzun vadede hem maliyet kontrolü hem de ticari risklerin azaltılması açısından önem taşıyor.
Analistlerden temkinli iyimserlik
Bank of America’nın yayınladığı değerlendirmede, Apple hisselerinde bu denli büyük bir düşüşün geçmişte sıklıkla alım fırsatı sunduğu belirtiliyor. Uzun vadeli yatırımcılar için bu durum, şirketin güçlü marka değeri ve inovasyon gücü göz önüne alındığında iyimser bir tablo çizebilir.
Yaşanan bu gelişmeler, Apple için sadece mali bir kriz değil, aynı zamanda stratejik bir sınav anlamı taşıyor. Üretim, fiyatlandırma ve tedarik zinciri yönetimi gibi konular yeniden masaya yatırılırken, şirketin vereceği kararlar hem teknoloji sektörünü hem de küresel piyasa dengelerini doğrudan etkileyebilir.
İlginizi Çekebilir: Apple, iPhone 17 Air’i tamamen portsuz yapmayı düşünüyor