Dünya genelinde 3 binden fazla tür, doğal afetlerin etkisiyle yok olma riskiyle karşı karşıya. Depremler, kasırgalar, volkanik patlamalar ve tsunamiler gibi doğal olaylar, özellikle küçük popülasyonlara sahip olan ve dar alanlarda yaşayan türler üzerinde ciddi tehditler oluşturuyor. Bu riskin en fazla olduğu bölgeler, özellikle adalar ve tehlikeli olayların sık yaşandığı alanlar.

Hangi hayvanlar tehlike altında?

Sao Paulo Araştırma Vakfı (FAPESP) tarafından finanse edilen bir araştırmaya göre, memeliler, kuşlar, amfibiler ve sürüngenler gibi kara omurgalıları, bu felaketlerin en büyük kurbanları arasında yer alıyor. Özellikle maksimum bin 100 olgun birey nüfusuna sahip olan ya da yalnızca 2 bin 500 kilometrekareden daha küçük bir alanda yaşayan türler, bu olaylara karşı savunmasız kalıyor.

Araştırmanın bulgularına göre, tehlike altındaki türlerin yüzde 70’i adalarda yaşıyor ve doğal afetlerin yoğun olarak görüldüğü bölgelerle örtüşen yaşam alanlarına sahipler. Neotropik biyocoğrafik bölge ise en yüksek risk taşıyan alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Meksika’dan Arjantin’e kadar uzanan bu bölgedeki birçok tür, yok olma tehdidi altında.

Araştırmacılar, türlerin korunması için acil önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Bu önlemler arasında ekolojik koridorlar oluşturmak, esaret altında üreme programları yürütmek ve tehlike altındaki popülasyonları güvenli alanlara taşımak gibi stratejiler yer alıyor. Biyoçeşitliliğin korunması, doğanın sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıyor ve bu türler, ekosistemlerin devamlılığı için kritik rol oynuyor.

İlginizi çekebilir: Gizli sırlarla dolu Göbeklitepe! Tarihin en eski takvimi burada mı?

Doğal afetlerin şiddetinin artmasıyla birlikte, türlerin yok olma riski de daha fazla gündeme geliyor. Bu noktada, insan kaynaklı çevresel etkilerle mücadele ederken, doğal afetlerin ekolojik dengenin korunmasındaki rolünü de dikkate almak gerekiyor.