2025 yılı için asgari ücret, Türkiye’de milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren bir kararla belirlendi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 10 Aralık’ta başlayan görüşmelerin ardından nihai kararı dördüncü toplantıda verdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yeni asgari ücretin 22 bin 104 TL olarak açıklandığını duyurdu.
Asgari Ücret Belirleme Süreci
Asgari ücret belirleme sürecinde, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan komisyon, toplamda dört kez bir araya geldi. İlk üç toplantıda rakamlar konuşulmamış, ancak dördüncü toplantıda komisyon, sürpriz bir şekilde saat 20.30’da toplanarak son kararını açıkladı. Bakan Işıkhan, işveren desteğinin de 700 TL’den 1000 TL’ye yükseltildiğini belirtti.
Talep ve Beklentiler
Türk-İş, asgari ücretin 29 bin 583 TL olması gerektiğini savunarak, yüzde 74’lük bir artış talep etti. Ancak, Türk-İş, tekliflerinin altında bir rakam belirlenmesi durumunda masadan kalkma kararı aldı ve son toplantıya katılmadı. Türk-İş’in talebi, mevcut net asgari ücret olan 17 bin 2 TL’ye yüzde 45 enflasyon zammı ve ardından yüzde 20 refah payı eklenmesini içeriyordu.
DİSK, yoksulluk sınırının yarısı civarında bir asgari ücret talep ederken, Kasım ayında belirledikleri yoksulluk sınırına göre bu rakam yaklaşık 33 bin 500 TL olarak ifade edildi.
İşveren kesimi temsilcisi TİSK’ten ise rakamla ilgili net bir sinyal gelmedi. Ancak, TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, sürecin hem işverenleri hem de çalışanların alım gücünü koruyacak şekilde yönetileceğini belirtti. Ayrıca, MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, asgari ücret artışının yüzde 25’i geçmemesi gerektiğini dile getirerek, işveren perspektifini ortaya koydu.
Ekonomi Yönetimi ve Kamuoyu Beklentileri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücret sürecinde ekonomik istikrarı bozmadan sabit gelirlilerin durumunu iyileştirmeyi hedeflediklerini belirtmişti. Bu bağlamda, Bakan Işıkhan’ın açıklamaları, hem çalışanların refahını artırmayı hem de ekonomik istikrarı koruma çabasını yansıtmaktadır.
Yeni asgari ücret, doğrudan 7 milyon çalışanı ve dolaylı olarak toplumun tamamını etkileyecek. Bu artış, çalışanların yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlarken, işverenler için de maliyet artışı anlamına geliyor. Bu süreçte, enflasyonla mücadele ve refah payının dengeli bir şekilde yönetilmesi kritik önem taşıyor.
İlginizi çekebilir: Emekli Maaşlarına Refah Payı Müjdesi! Ocak Ayında Zam ve Ek Artış Geliyor